Doktor kansersin dedi. 46 ay arasında ömür sürersin diye de tahmin etti. O an da her şey benim için bitmişti. Daha yaşım 28 idi. Babam vefat edince işlerin başına geçmiştim. Yüzlerce işçi kardeşe ekmek vermekteydim. Babamdan kalan işi çok iyi yerlere getirmiştim. Bu yaşta böyle bir konumda olan birkaç kişiden biriydim. Daha geçen ay kızım olunca da çok sevinmiştim.
Çıktım hastaneden, ne yapacağımı bilmeden. Başı önde bankta oturan bir abla gördüm; Türkiye’de üç, Bursa’da bir tane olan arabama tükenmiş halde binerken. Bu kadın hastaneye gelmiş olamaz dedim, çünkü çok pahalı. Pek huyum değildir ama çok zorda kalmış galiba gidip sormalı. Ben pek inanmam böyle insanlara da, onlara yardım yapmaya da. Nedense gittim işte o an da, onun yanına. Abla, annem yaşında. Yorulmuş, oturuyor tek başına. Merhaba dedim, hastanız mı var burada abla diye ekledim.
Dedi ki: ‘’Yok kardeşim, işten geliyorum biraz dinleneyim. Yolumun yarısı burası. Alışkınım ben merak etmeyesin’’ İhtiyaç varsa yardım edeyim abla, evinize bırakayım arabamla dedim ve ısrar ettim. Sanki bir iyilik yapacağım da hayatımda hiç aklıma gelmeyen Allah da bana bir
hediye edecek diye umut ettim.
HABERİN DEVAMI İÇİN GÖRSELE TIKLAYARAK DEVAM EDİN