5 çocuklu annenin büyük çaresizliği: Deprem anında evlatlarım arasında tercih yapmak zorunda kaldım. Peki çocuklarından hangisini kaçırmış ve bunu neden yapmış anlattığında herkesi derinden etkiledi
Detayı diğer sayfamızdan okuyunuz
Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde kurulan çadır kentte kalan depremzedeler asrın felaketi sırasında yaşadıkları korku dolu anları Haberler.com Genel Yayın Yönetmeni Bedia Teymur'a anlattı. 5 çocuklu bir anne deprem anında 2 yaşındaki savunmasız gördüğü küçük çocuğunu alıp enkazdan çıktığını, 5 yaşındaki kızını ise içeride bırakmak zorunda kaldığını "Çocuklarım arasında tercih yapmak zorunda kaldım" sözleriyle ifade etti.
Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6'lık iki deprem 11 ilde büyük yıkıma neden olurken, asrın felaketi olarak nitelendirilen depremde 44 binden fazla insan hayatını kaybetti.
ACI HİKAYELER FELAKETİN VAHAMETİNİ GÖZLER ÖNÜNE SERDİ
Evleri yıkılan çok sayıda depremzedenin kaldığı Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde kurulan çadır kenti ziyaret eden Haberler.com Genel Yayın Yönetmeni Bedia Teymur'un uzattığı mikrofona anlatılan acı hikayeler de felaketin vahametini gözler önüne serdi.
5 ÇOCUKLU DEPREMZEDE KADINDAN YÜREK YAKAN SÖZLER
Depreme Elbistan'daki 4 katlı bir binada yakalandıklarını anlatan 5 çocuklu bir anne, yıkılan evin enkazından 2 yaşındaki korumasız olduğunu çocuğuyla birlikte çıktığını, 5 yaşındaki kızını ise içeride bırakmak zorunda kaldığını ifade etti.
"SABAH Kİ DEPREMDEN SONRA TEKRAR EVE GİRDİK"
"Çocuklarım arasında tercih yapmak zorunda kaldım, o yüzde kendimi suçluyorum" diyen anne şunları söyledi; "5 tane çocuğum var. İkisi uzak mahalledeydi, üçü yanımdaydı uyuyorlardı. Sabah ki depremden sonra eve tekrar girdik. Ondan sonra da zor çıktık yani. Engelli görümcem vardı, kaynanam vardı. Ben önce küçük çocuğumu çıkarttım, en savunmasız onun olduğunu düşünerek. 5 yaşındaki kızım ise uyuyordu. 'Deprem durdu' dedik, 'Artık olmaz' dediler. Yemeğimizi yedik, bulaşıkları makineye attım.
İçeriye adım attım, Allah'ım öyle bir geldi ki adım atamıyoruz. Sonra dışarı çıktım bağırdım 5 yaşındaki çocuğum kaldı içeride diye. Küçük çocuğumu alıp tekrar içeri gireceğim ama olmadı. Eşim var o da canını kaçırıyor. 'Çık' dedim, 'Çocuğun var, annen var' dedim. 'Nasıl getireyim gitti' diyor. Sallanan eve çıktı zar zor. Uyuyan çocukları uyandırdı. Tek tek getirdi. 5 yaşındaki kızımı da babaannesi 'Kalk annen gidiyor' diyerek kaldırmış. Tek başına inmiş aşağıya. Ağzından toz gire gire, yıkıla yıkıla inmiş tek başına. Ee bağırıyorum çocuğumu emanet edecek hiç kimse yok. Tek başıma dışarıda kaldım.
Karşımda oturana bağırıyorum, o bana bağırıyor. O an ölüm korkusu sardı çok kötüydü.
"SADECE BAĞIRMAYA GÜCÜM YETTİ"
Çocuklarım arasında tercih yapmak zorunda kaldım. O yüzden de kendimi suçluyorum. Acaba yanlış mı yaptım, doğru mu yaptım diyerek. Onu da tek elimle kaldırabilirdim. Ama o zaman da diğerine uzanamazdım. Sadece bağırmaya gücüm yetti. Hiçbir şey yapamadım."