BU KADAR DA OLMAZ !! GELİN ÇEKMECENİN İÇİNDEKİNİ GÖRÜNCE
..Yeni evlenen mutlu çift odalarına çekilirler. Damat bey yeni karısına : ” Senden bana söz vermeni istiyorum.
Başucumda duran bu komidinin ilk çekmecesini hiç açmayacaksın ve bana da hiç bir zaman bunu sormayacaksın.”
DETAYLAR DİĞER SAYFADA
BU KADAR DA OLMAZ!! GELİN ÇEKMECENİN İÇİNDEKİNİ GÖRÜNCE..
(De.vamı Yor'umda)
Yazılar olsun günümüzde ki evlilikler ve insanlar ne hale geldi.. GELİN ÇEKMECENİN İÇİNDEKİNİ GÖRÜNCE.. Haberin tüm ayrıntıları içeriğinin devamındadır. Üstteki görsel ile diğer sayfamıza yerleştirebilirsiniz.
Yeni evlenen mutlu çift odalarına dönecekler. Damat bey yeni karısına : “Senden bana söz vermeni istiyorum.
Başucumda dururken bu komidinin ilk çekmecesini hiç açmayacaksın ve bana da hiç bir zaman bunu istemeyeceksin.”
HABERİN Detayındadır
HABERİN devamı için görsellere tıklayarak ilerleyiniz
Yeni evlenen mutlu çift odalarına çekilirler. Damat bey yeni karısına : ” Senden bana söz vermeni istiyorum.
Başucumda duran bu komidinin ilk çekmecesini hiç açmayacaksın ve bana da hiç bir zaman bunu sormayacaksın.”
Karısı söz vermiş ve aradan 10 yıl geçmiş. Kadın meraktan çıldırıyormuş. Artık dayanamamış ve sözünü unutup çekmeceyi açmış. Çekmecede 3 yumurta ve 750 $ görmüş. Kocasına merakını yenemediğini anlatmış ve ne olduğunu sormuş
HABERIN devamı için görsellere tıklayarak ilerleyiniz
O gun barda her sey sakindi, piyanist beylik parcalarindan birini calarken millet masalarda pokerin tadini cikartiyor bir yandan da viskilerini yudumluyordu, derkeen, iceriye bir adam geldi ve bara yaklasip:
– Hey barmen, herkese benden bir viski, sen de ic bir tane.
Barmen bardaklari parlattigi kirli bezini birakip bu yagli musterinin istegini memnuniyetle yerine getirdi
bir bardak ta kendi ict. Bu is bir kac tur gerceklestikten sonra adam barmen artik parayi isteyince adam: – Ne parasi barmen sen verdin biz ictik. dedi
Bunun uzerine barmen adami bir guzel patakladiktan sonra kapi disari etti.
– Ertesi gun yine ayni adam ayni bara gelip:
– Hey barmen, herkese benden bir viski, ama sana yok viski, sen icince sapitiyorsun.
Adam ” Madem gördün bende sana anlatayım o zaman. Evlendiğimiz gün kendi kendime karar verdim. Seni her aldattığımda çekmeceye bir yumurta koydum. ” Kadın kocasının 3 kaçamağını affetmiş.
Ve tekrar sormuş ” Peki o 750 $ ne için ? ” Adam : ” Yumurtalar çekmeceye sığmayınca onları satıp dolar aldım.”
bir gün sarhoş bir adam yerlerde bişeyler arıyor bunu gören polis sorar:
-ne arıyorsun?
sarhoş:
saatimi.
polis:
-nerde kaybettin?
sarhoş:
biraz ilerde.
polis:
-peki neden burda arıyorsun?
sarhoş:
burası aydınlıkta ondan…
Adamin birinin papagani varmis. Ama cok ickici iymis.
Bir gun sahibi eve iki sise viski getirmis ve papaganina
ulan bunu icersen tuylerini diri diri yolarim demis
gitmis arkadasini davet etmeye. Aksam geldiginde bakmis
papagan sarhos kendi tuyunu kendi yoliyormus.“Benim icin fark etmez`
Bir gün stadyumda en çok kim boşalacak diye yarışma düzenleniyor. Önce Alman boşalıyor ve tam 2 litre çıkartıyor, spiker stadyumdaki seyircilere “2 litre” diye söylüyor. Sonra Fransız boşalıyor ve tam 5 litre çıkartıyor. Spiker “5 litre çıktı” diyor seyircilere. Bizim Nam-ı Kemal geliyor. Spikerin elinden mikrofonu alıyor ve şöyle diyor “lütfen yüzme bilmeyenler stadyumu terk etsin.
Bir yarışma düzenleniyor.Yarışmacılar fransız,alman ve namık kemal.Yarışmada şu 3 katlı bir bina ve her katta 20 kadın kim bu kadınların hepsiyle beraber olursa yarışmayı o kazanacak.Yarışma başlamış fransız girmiş binaya 2.katın merdivenlerinde bayılıp kalmış.Alman girmiş oda 3 katın merdivenlerinde bayılmış.Namıka sıra gelmiş namık binaya gırmiş aradan 4 saat geçmiş namık hala ortalarda yok bi bakalım demişler binanın 1-2-3 katındakı kadınlar baygın halde bizim namık yok terasa çıkmışlar bizim Namık bir kedinin peşinde gel pisi gel pisi..
Bir ingiliz bir alman ve namık kemal ıssız bir adaya düşerler. Adada hiçbir şey yoktur. Karşı taraftaki adada ise yiyecek içecek herşey vardır. Oraya gitmek için denizi yüzerek geçmek gerek. Ama denizde de timsah var ve denize gireni sikiyo, sikilende ‘s’leri ‘ş’ diye söylüyo. Ve ingiliz dayanamıyor atlıyo denize gidip geliyo ve nasıldı? diye soruyorlar. ‘miş gibiydi, miş gibiydi’ diyor. Alman, bende dayanamıyorum artık diyor ve atlıyor denize, o da gidip geliyor ve onada soruyorlar, nasıldı diye o da ‘miş gibiydi, miş gibiydi’ diyor.En sonunda Namık Kemal de dayanamıyor ve o da gidip geliyor karşı adaya, ona da soruyorlar nasıldı nasıldı diye, Namık Kemal ‘mis gibiydi, mis gibiydi’ diyor. Az sonra Namığın arkasından timsah geliyor ve ‘nerde o anaşını şiktimin çocuğu’ diyor.
Askerlik anıları V. 2011 * Sabah 07:30 da kalktım ( bu askerlik işi hiç güzel değil sabahın bu saatinde kalkılır mı) babam geceden tembihlemişti traş ol diye (baktım sakallar tam kirli sakal kıvamında dokunmadım) Annemi askere gidişimi görmek ister diye uyandırayım dedim hıı tamam oğlum güle güle kapıyı çekersin dedi gözlerim doldu
Evden çıktım arabaya binecektim ki Apartman görevlisi Hikmet efendi ile karşılaştım sabah sabah hayırdır dedi Askere gidiyorum dedim Gözleri doldu, benim oğlumda Hakkari ‘de, 6 ayı kaldı, nereye düştün dedi Aksaray ‘a gidiyorum dedim Allah´a emanet ol dedi gözleri doldu, biran sarılmak istedim ama sonra vazgeçtim otoparktan çıkarken arabanın arkasından su döküyordu herhalde çamur kalmış tamponda, sağ olasın Hikmet efendi
Sabah trafiğinde askerlik şubesine gitmek epey zamanımı aldı yolda çok sıkıldım, bu saatte uyanık arkadaşım olmadığı için telefonla da konuşamadım her giden söylüyordu telefon yasak diye demek böyle oluyormuş.
Askerlik şubesine geldim kapıda elinde silah tutan askere müracaatı nereye yapacağımı sordum, cevap vermedi yanında ondan daha büyük olan üniformalı bir abi vardı bu sefer ona sordum, gel bakalım böyle dedi, sert birine denk geldim herhalde üzerimi aradılar sonra eliyle bir yeri gösterdi benim gibi 3-5 kişi bekliyordu arkalarına takıldım. Aradan 25-30 dakika geçti hala bekliyordum demek askerlikte zaman hiç geçmiyormuş önümdekilerle konuşayım dedim tam önümde hafifi uzun saçlı eleman gazeteciymiş ülke sorunlarından bahsetmeye başladı çok vatansever birine benziyor, bu kadar ilgili olduğuna göre tamam dedim ÇOK memnun oldum tanıştığıma telefonlarımızı verdik birbirimize, askerden sonrada görüşelim istedim nede olsa askerde en yakın arkadaşımdı sıra ilerlemeye başlamıştı, tam bana geliyordu ki iri yapı sert görünümlü biri bunlar ne yapıyor burada diye çıkıştı müracaatı bekliyorlar komutanım cevabı geldi bankodaki askerden burada gürültü yapmasınlar çıksınlar dışarıda beklesinler diye çıkıştı işte dedim komutan bize taktı ah ah sivilde karşıma çıkarsın elbet ben bunun intikamını almaz mıyım diye içimden söylendim
saat 12ye geliyordu evraklarımı verdiler banka dekontunu getirmemi istediler binadan dışarıya çıktım yemek saatiymiş orada duran askerlere midpoint var mı diye sordum, acıkmıştım yine cevap vermediler, bu üst devreler yeni askerleri çok eziyorlar
Her neyse açlığa biraz daha dayanabilirdim zaten havada serindi bir an önce banka işini halletmeliydim şafak sıkıştırmaya başlamıştı bankada sıra beklerken, sevgilimi aradım onu çok özlediğimden buradaki zorlu koşullardan bahsettim esneyerek sonra konuşalım dedi, beni unutmaya mı başlamıştı ne yine gözlerim doldu, ağlamamak için başımı yukarılara çeviriyordum ki buyurun işlem nedir diye veznedar sordu Hesabımdan vatan borcu ödeyeceğim dedim işlemi yaptı, dekontu verdi vatan sağ olsun dedim, cevap vermedi
Tekrar şubeye gittim artık ayaklarıma kara sular inmişti, 5 saattir askerliğin kralını yapıyordum oradan oraya koştur, aç kaldım zaten bir de hava soğuk bankodaki askere dekontu verdim 5 dakika bekle teskereni vereceğiz dedi şafak 5 dedim gülerek, o gülmedi komutanın odasına çağırdı beni komutan al bakalım teskeren dedi yarım ağızla vatan size minnettar diye söylendi yine gözlerim doldu, vatan sağ olsun diyecektim ki, çıkabilirsin dedi
Bankonun önünden yavaş yavaş dışarı doğru yürümeye başladım artık zaman geçmiyordu, avludan geçip kapıdan dışarı çıkarken son bir kez dönüp arkama baktım ne anılarım vardı bu koca nizamiyede artık hür generaldim koşa koşa evime gitmek istiyordum arabama atladım ki telefonum çaldı, benim kanka derse gelip gelmeyeceğimi soruyordu nasıl unutmuştum bunu üniversitemin 8.senesindeydim dersler bitmek bilmiyordu her ne kadar zorlu bir askerlikten yeni çıkmış olsam da hayata devam etmeliydim direksiyonu Yeditepe ye doğru kırdım ve hayatın zorlu basamaklarını tırmanmak için kaldığım yerden devam etmeye yola koyuldum..