Doğan Cüceloğlu bir seminerinde yere bir parça ekmek koydu ve “Bu ekmeğe basabilecek biri var mı?” diye sormuş salondakilere. Hiç ses çıkmamış tabii. “Şahneye geliyor bu ekmek parçasına basana 100 dolar gidiyor” diye devam etmiş. Salondan yine çıt yok… Fiyatı mağazası 5.000 dolara kadar getirmiş. Bu sırada salonda bulunanlardan biri, ─ Hocam. DETAYLAR YORUMDA
─ Hocam
istersen 500 bin dolar ver, yine bize o ekmeği çiğnetemezsin, boşuna uğraşma! demiş. Doğan Hocam da, “İşte değerler eğitimi budur” diye noktayı koymuş…
Para vererek ekmek çiğnetebileceğiniz insan sayısı yok denecek kadar azken, bedavaya yalan söyleyen, dedikodu yapan insanların bu kadar çok olması biraz garip değil mi? Acaba yalan söyleme konusunda bu kadar hassas olamaz mıydık? Veya herhangi bir toplulukta birisi gıybet etmeye başladığında herkes tepki veremez miydi? Yere düşen ekmeği çiğnememek için duyduğumuz hassasiyet, yerlerde sürünen bazı değerlerimiz çiğnenirken niçin kendini göstermiyor acaba?
Niçin...?
Üsteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz.
Hocam
istersen 500 bin dolar ver, yine bize o ekmeği çiğnetemezsin, boşuna uğraşma! demiş. Doğan Hocam da, “İşte değerler eğitimi budur” diye noktayı koymuş…
Para vererek ekmek çiğnetebileceğiniz insan sayısı yok denecek kadar azken, bedavaya yalan söyleyen, dedikodu yapan insanların bu kadar çok olması biraz garip değil mi? Acaba yalan söyleme konusunda bu kadar hassas olamaz mıydık? Veya herhangi bir toplulukta birisi gıybet etmeye başladığında herkes tepki veremez miydi? Yere düşen ekmeği çiğnememek için duyduğumuz hassasiyet, yerlerde sürünen bazı değerlerimiz çiğnenirken niçin kendini göstermiyor acaba?
Niçin...?