Hanife Teyze adında yaşlı bir komşumuz vardı.


“Kim o dedi?” – Ben Zeynep, Hanife Teyze dedim. – Tamam açıyorum kızım dedi. – Annem dolma yolladı, dedim. Elimden aldı, yüzüme baktı, yutkundu – Allah razı olsun. Ben de yemek yiyecektim, Şimdi yerim dedi. “Hanife Teyze annem tabağı istedi” deyince, Hanife Teyze kapıyı kapatmayı bıraktı mutfağa yöneldi. İçeriye baktım. Oturma odası karanlıktı. Işığı yaktım. Masanın üstünde bir bardak su ve ıslatılmış ekmekler tabağa doğranmıştı Hemen kapının önüne çıktım. Hanife Teyze tabağı uzattı. İki cihanda aziz olun evladım dedi. Sağ ol Hanife teyze dedim… Eve geldiğimde annem; Ne o, ne oldu suratından düşen bin parça dedi… Anne, Hanife Teyze tabağa bayat ekmekleri doğramış, onları yiyordu dedim. “Olur mu kızım? Baban da emekli, O da eşinden emekli maaşı baban kadar alıyor. Sen yanlış görmüşsündür, kuşlar içindir o.
Reklamlar