O da tekrar soyunarak Zeki Müren’in yanına gider. Kendisini tanıtır. Sırf onunla tanışmak için saunaya geldiğini söyler. Ama Zeki Müren onu görür görmez o kadar beğenir ki, oracıkta âşık olur. Ancak böyle bir şey Kürşat Bey’in aklının köşesinden geçmediği için, o çok sevdiği sanatçıyla bir araya geldiği için mutlu olur. Ertesi gün için yine sözleşirler. Zeki Bey, Kürşat Bey’in de kendisine âşık olduğuna çok emindir. Bu nedenle ilk defa kuralını bozup onu eve davet eder. Aralarında o sıralar herhangi bir ilişki yoktur. Farklı duygular vardır ama birbirlerine şimdilik platonik anlamda bağlı gibilerdir. Bu aşkın en büyük şahitlerinden Berrin Hanım da şöyle anlatıyor: “Bu çok büyük bir aşktı. O Kürşat Bey’i, Kürşat Bey de onu sevdi. Temelde ve başlangıçta platonikti. Geceleri gazinodan çıkınca yağmur çamur demiyorlardı. İki sevgili gibi sabahlara kadar dolaşıp geç saatte eve geliyorlardı.” Kürşat Bey o hafta gelememişse, Zeki Bey çıldıracak gibi oluyordu. Gece yarısı arabaya binip yola çıkıyor, Kürşat Bey’in birliğinin olduğu kasabaya gidiyorduk.