İngiltere’de
çalışmalar yapan bir sivil toplum kuruluşu olan ASTHMA
+ LUNG'un yaptığı detaylı çalışmalar sonucu, İngiltere’de astım
rahatsızlığı olan kadınların astım krizinden ölme ihtimali erkeklerden
neredeyse 2 kat daha fazla. İngiltere’nin önde gelen sivil toplum kuruluşu ASTHMA
+ LUNG'un çalışma raporunda kadınların hormon dalgalanma sebebi ile astım krizi
vakalarına daha hassas olduğu belirlendi.
Kuruluş hava kirliliği, toz ve polenin en çok bilinen astım
tetikleyici unsurlar olduğunu ama kadınların hormonlarında bulunan
dalgalanmalardan dolayı astım belirtileri ile ölümcül sonuçları olan astım
ataklarına sebep olabilir. Regl dönemleri, menopoz öncesi, ergenlik ve hamilelik
gibi hormon değişimlerinde astım sebepleri ile bağlantılı olduğu açıklanırken
İngiltere’de 3 milyon kadının astım hastası olduğu açıklandı.
İngiltere’deki bu kuruluş doktorlar için tavsiyeler verdi.
Kadın hastalardaki hormon düzensizliği sırasında belirtiler daha da kötüyse
koruyucu ilaç dozunda artış için hastaların ilaç raporunda değişiklikler
yapılması gerektiğini açıkladılar. Astım hastalığının tedavisi için 'tek ölçü
herkese uyar' tedavi yönteminin başarısız olduğunun kanıtlandığını ve kadın
hastalar için daha yeni iyileştirme tedavilerinin bulunması gerektiği
açıklandı.
Çocuk iken geçirilen astım rahatsızlığının, erkek çocuklarda
daha şiddetli ve yaygın görüldüğü belirtilirken ergenlik sonrasında ise bu
durumun tersine dönüp kadın bireylerde daha şiddetli ve yaygın bir hal aldığı
belirtildi. Astım sebebi ile hastanelere yatışlarda, 2049 yaş aralığındaki
kadınlarım sayısının erkeklere göre 2,5 kat olduğu açıklandı. Geçtiğimiz 5
yılda, Astım rahatsızlığı yüzünden hayatını kaybeden insanların üçte isinden
fazlasının kadınlardan olduğunu ve 2300 civarı erkeğe kıyas ile 5100’den fazla
kadın astım krizinden vefat etmiştir.
Astım hastalığı hava yolları duyarlılığının artması
sonucunda ortaya çıkan kronik bir rahatsızlıktır. Aşırı derece tekrar eden
öksürük ve hışıltı ile belli olur. Astım Hastalığı küçük ve büyük hava
yollarından etkilenir. Bu hastalık yaş ve cinsiyet fark etmeksizin bütün
bireylerde ortaya çıkabilir ve ortaya çıkan rahatsızlıkların %30'u erken yaşlarda görülür.